Sena Büyükyılmaz’ın yazdığı ve Hakkı Can Erol’un yönettiği ‘BİNA’ isimli tiyatro oyunu Girne’de seyirci ile buluşuyor. Girne Amerikan Üniversitesi Drama ve Oyunculuk Bölümü mezunlarının oluşturduğu ‘Grift Tiyatro’ oyuncuları ile yerel oyuncular tarafından, Girne Belediyesi işbirliğinde sahnelenecek olan oyun, 11 Mart Salı ve 13 Mart Perşembe günleri saat 20:00’de, Girne Belediyesi Oda Tiyatrosu’nda seyirci ile buluşuyor. Prömiyerini Ekim ayında İstanbul’da gerçekleştiren ve büyük beğeni toplayan tek perdelik oyunun bilet ücretleri 250 TL olarak açıklandı. Oyun biletlerinin www.kibrisbiletcim.com adresinden veya oyun gecesi Girne Belediyesi Oda Tiyatrosu gişesinden temin edilebileceği belirtildi.

OYUNCU KADROSU VE EKİP

BİNA oyunun kadrosunda Ayşe Keseroğlu, Tünay Konti, Deniz Bice, Güneş Arabul, Alper Buğutekin, Onur Tamer, Nejat Yıldız, Özgür Adıtatar yer alıyor. Yönetmen Yardımcısı koltuğunda Merve Demirel’in olduğu oyunda, Reji Asistanlığını Dilara Kavasoğlu üstleniyor. Dramaturg’lüğü Ceren Ertöz’ün yürüttüğü oyunun Süpervizörlüğünü ise Yeşim Özsoy ve Ayşe Sedef Ayter üstleniyor. Işık tasarımı Umut Rışvanlı, müzik Atilla Gündoğdu, hareket tasarımı Orçun Okurgan, dekor tasarımı Eylem Selim Güldiken, kostüm tasarımı Sude Nalcı ve video /afiş tasarımda Sena Büyükyılmaz isimleri yer alıyor.

Oyunun Konusu

Kayıp. Bir oda. Sekiz kişi. Savrulan yapraklar. Tesadüfler. Sığla ağacının gölgesi. Kapı yok. Kapı var. Çocuk binadan çıktı. Çocuk binadan hiç çıkmadı. Her yerde böcekler. Savrulan yapraklar. Bir odada sekiz kişi vardı. Ya da hiç olmadı. Bir binada kendi yaşamlarında savrulan 8 karakter. Kadın, istemediği bir evlilik, istemediği bir çocuk ve kendine göre “kayıp” 10 yılın ardından şimdi kaybolan çocuğunun peşinde. Adam, yıkılamaz olanın gücüne erişmek amacıyla bilimsel bir tezin peşinde yıllarını geçirmiş ve tam da şimdilerde karaya vurmuş durumda. Keza tüm karakterler… Şimdi bu kendiliklerinin kaybolmasının adeta timsali gibi bir binada kayıp 9 yaşında bir çocuk. Orada olduğunu bilirsin ama ne gelir elden? Bu kayboluş ne yapar insana? Ve bu kayboluş nereye götürür insanı? Savurur, yok eder, değersiz mide bulandıran, “öldürülmesi” gereken bir böceğe dönüştürür.